Roma geziniz öncesi mutlaka göz atmanız gereken Roma gezilecek yerler, en uygun roma otelleri ve yapılacak aktiviteler rehberini sizler için hazırladık.
Tarih boyunca 7 imparatorluk ve krallığın başkenti olmuş, 7 tepeli 2.800 yıllık bir şehir Roma! İstanbul‘a benzetilmesi de bundandır belki…
Roma İmparatorluğuna ev sahipliği yapmış olan bu şehir, sırasıyla;
- Eski Roma (Bizans)
- Roma Krallığı
- Roma Cumhuriyeti
- Roma İmparatorluğu
- Papalık Yönetimi
- İtalya Krallığı
- İtalya Cumhuriyeti ‘nin merkezi ve başkenti olarak günümüze gelmiş tarih dolu bir şehirdir.
Ayrıca seyahatimiz esnasında da gözlemlediğimiz kadarıyla sanat’a ve sanatçı’ya inanılmaz değer verilen bir ülke İtalya! Tarihini, dokusunu özenle koruyan, yeni yapılan binaları da eski tarihi yapıların tarzında inşa ederek, tarihi dokuyu bozmayan, arada alakasız sırıtan bir bina görüntüsüne izin vermiyor. Böylece eski ve yeni yapıları bir bütünlük sağlıyor. 17.YY ‘da yapılan bina ile 20.YY’da yapılan binalar kimi zaman birbirine o kadar benziyor ki yeni yapıları da tarihi sanabiliyorsunuz 🙂
Evlilik yıl dönümümüz için Aralık ayı başında, 3 gece 4 gün sürecek bir Roma seyahati planlayarak bu muhteşem şehri gezmek üzere yola çıktık.
Türk Hava Yolları‘nın İstanbul – Sabiha Gökçen Havalimanı kalkışlı TK1837 sefer numaralı uçağı ile sabah 09:55’te başladı seyahatimiz. Yaklaşık 3 saatlik bir uçuşun ardından uçağımız, Roma – Fiumicino (Leonardo Da Vinci) havalimanı’na iniş yaptı. İniş sonrası hızlıca pasaport kontrolüne girdik, kontrollerin sıkı olacağını düşünürken tek bir soru dahi sormadan pasaport polisinin bize bakarak 10 saniye içerisinde eşim ve benim pasaportlarımıza damga vurmasıyla ülkeye giriş yaptık.
Havalimanından çıkmadan önce Roma Pass Card satılan bölüme uğradık ve 36€ karşılığında 3 gün geçerli Roma Pass Card’ımızı satın aldık. Seyahate çıkmadan önce kritiğini çok yaptık, gerekli mi, değer mi vs. diye ama sonunda almaya karar verdik. İyi ki de almışız. Yazının ilerleyen bölümlerinde siz de bu konuda bize katılacaksınız 🙂
Fiumicino havalimanı’ndan Roma şehir merkezine gitmek için bir çok alternatif mevcut. Öncelikle bu alternatifleri ve maliyetleri listeleyelim;
- Leonardo Express – 30 dakika – 14€
- Terravision Otobüsü – 55 dakika – 4€
- T.A.M. Otobüsü – 55 dakika – 5€
- Taksi – 48€
Biz otobüs ile ulaşımı tercih ettik. Otobüs peronları, Terminal 2 çıkışında yer alıyor. Otobüs firmalarına ait gişeler mevcut ve burada bir sonraki otobüsün saat bilgisi cama yapıştırılmış oluyor. Biletinizi de bu gişelerden alabiliyorsunuz. Biz gişelere geldiğimizde Terravision otobüsü yeni kalkmıştı ve bir sonraki otobüsün kalkmasına daha 45 dakika vardı. Bu nedenle bir sonraki ilk otobüs olan T.A.M. firmasından kişi başı 5€ karşılığında biletimizi alarak otobüsü bekleyen sıraya girdik. Gelen otobüse valizinizi kendiniz yerleştirdikten sonra ve kapısının önünde bekleyen personel biletlerinizi yırttıktan sonra istediğiniz yere oturabilirsiniz.
Otobüs yolculuğu belirtilen süre kadar (tam 55 dakika) sürüyor ve Roma Termini istasyonu önünde sona eriyor. Burada indikten sonra Otobüs, Metro veya Tramvay ile gideceğiniz yere ulaşabilirsiniz. Biz yürümeyi tercih ettik çünkü Termini ile otelimiz arasındaki mesafe yaklaşık 1,5 km’ydi ve yolda etrafı keşfederek yürümek hayli zevkli olabilirdi. Valizimiz ile birlikte normal bir yürüyüş ile 15-20 dakikada otelimize ulaştık.
Roma’da kaldığımız süre boyunca Hotel De Rome ‘da konakladık. 3 yıldızlı olan ve gerek dekorasyonu gerekse hizmeti oldukça iyi olan otelimiz, Antik Roma’nın tam karşısında, Kolezyum’un çaprazında, her yere yürüme mesafesinde olan güvenli bir kavşakta yer alıyordu. Richmond Otel ile aynı gruba bağlı olan Hotel De Rome’de kaldığımız süre boyunca hemen yapışığımızda bulunan Richmond Hotel’in terasında kahvaltı ettik. Kahvaltı sırasında Kolezyum’u seyretmek de ayrı bir güzellik 🙂 Kahvaltı, klasik ve ortalama Avrupa kahvaltıları gibi zayıf. Et ürünleri Domuz eti olduğu ve farklı bir seçenek bulunmadığı için, yumurta, peynir ve salata şeklinde beslendik 3 gün boyunca.
Siz de Roma’daki Otel seçeneklerine göz atmak isterseniz, uygun fiyatlı seçenekler için alttaki otel arama motoru ile anlık arama yapabilirsiniz;
[adrotate banner=”4″]
Roma’da nereleri mutlaka gezmeniz gerekiyor ve biz nereleri gezdik, diğer bölümde sırasıyla görelim…
1 – Kolezyum
Tabii ki Roma denilince ilk akla gelen yapı Koleyzum oluyor 🙂 M.S 72 yılında İmparator Vespasian’ın başlattığı inşaat 8 yıl sonra tamamlanarak İmparator Titus tarafından açılışı yapılmıştır. Kolezyum, yaklaşık 500 yıl boyunca Gladyatör savaşları, vahşi hayvan avcılığı ve insanları idam etmek için kullanılmış. Geçen süreçte yaşanan depremlerden de olumsuz etkilenen yapı, çeşitli zamanlarda tadilat görmüş. Bu etkileyici yapıda ortalama 2-3 saat gezmeye hazır olun. İçerisinde kişisel eşyalar, silahlar, kıyafetler vb. bir çok parçayı orjinal olarak gözlemleyebilirsiniz. Kolezyum sabah 10:00 ‘da açılıyor ve akşam 16:00’ya kadar ziyaret edilebiliyor. Giriş ücreti ise kişi başı 17€. Ancak Roma Pass Card alırsanız ücretsiz müze haklarınızdan birini burada kullanabilirsiniz 🙂
2 – Roma Forumu (Antik Roma – Foro Romano)
Antik Roma’nın merkezi olan bu bölgeyi, Kolezyum’dan çıktıktan hemen sonra gezebilirsiniz. Kolezyum’un karşısında bulunan Forum, Antik Roma’nın siyaset, hukuk ve ticaretinin merkeziymiş. M.Ö 5. YY’dan M.S 5. YY’a kadar bu alana, Constantinus Bazilikası, Vesta Tapınağı ve Satürn Tapınağı gibi onlarca ve oldukça önemli yapı inşa edilmiş. Burada gezmek için de yarım gün ayırmalısınız. Çünkü oldukça geniş bir alanda oldukça fazla eser ve gezilecek bölüm yer alıyor. İçeride bazı alanlarda kahve, içecek ve atıştırmalık otomatları yer alıyor. Bozuk paralarınıza buralardan bir şeyler alabilirsiniz. Fiyatlar ortalama denebilecek düzeyde.
3 – Vittorio Emanuelle II
Roma forumu gezinizi tamamladıktan sonra hemen az ileride karşınıza çıkacak olan Vittorio Emanuelle II yapısı, ziyaret edebileceğiniz bir diğer yapı. Vittorio Emanuelle II, Giuseppe Sacconi tarafından Birleşmiş İtalya Krallığı’nın ilk kralı olan II.Vittorio Emanuele’yi onurlandırmak için 1885-1911 yılları arasında inşa edilmiştir. Şehrin hareketli meydanlarından bir olan ve otobüs duraklarının da bulunduğu Piazza Venezia’da yer alıyor. Kapısında tam otomatik ve dolu silahı ile askerler bekliyor. İçerisinde müze yer alıyor ve dilerseniz 2. katında yer alan asansör ile çatısına çıkabilir, muhteşem roma manzarasını seyredebilirsiniz. İtalyanlar bu yapıya, beyaz mermerden yapıldığı için Türk Hamamı diyerek dalga geçiyorlarmış. Çatıya çıkma ücreti kişi başı 7€.
4 – Trevi Çeşmesi (Aşk Çeşmesi)
Dünya’da yanızca Türkiye’de Aşk Çeşmesi olarak bilinen Trevi Çeşmesi’ne geldi sıra. Bir İtalyan filminin bu bölgede geçen bir sahnesinde Türkçe dublaj Aşk Çeşmesi şeklinde yapıldığı için yıllardır ülkemizde bu şekilde akıllarda yer etmiştir. Roma’nın en ünlü yapılarından olan çeşme, 1732 yılında inşa edilmeye başlamış ve yapımı sırasında bir çok sanatçı katkıda bulunmuş. Çeşmenin ortasında Poseidon, solunda; Demeter, Sağında ise; Hygieia heykelleri bulunur. Trevi Çeşmesinin genel ifadesi “deniz”dir ve deniz kabuğu şeklinde bir at arabası, arabayı çeken, denizden çıkan kanatlı atlar ve arabada bulunan mitolojik deniz tanrısı, görünümün konusunu oluşturmaktadır. En çok ziyaret edilen ve önünde sürekli inanılmaz bir kalabalık bulunan Trevi Çeşmesi’ne dilek tutup para atmak ise oldukça popüler 🙂 İnanışa (uydurmaya) göre kim arkasını dönüp, dilek dileyerek sağ eli ile sol omzunun üzerinden (bak bir de fantazili…) çeşmeye bozuk para atarsa o kişinin dileği gerçekleşir ve Roma’ya tekrar gelirmiş. Bu inanış sayesinde çeşmeye atılan paralar toplamda yüz binlerce euro’yu geçiyor ve belediye gelip bu paraları genellikle hayır işi yapmak için topluyor 🙂
5 – Pantheon
Bizi Kolezyum’dan sonra belki de en çok etkileyen yapılardan biri oldu Pantheon. Devasa yapı, kafanızı yukarı kaldırdığınızda adeta başınızı döndürüyor ve korkutuyor. Antik Roma döneminden kalan, M.S. 118 ile 125 yılları arasında inşa edilmiş ve en iyi korunmuş tapınak olan Pantheon’un kubbesi, dünyanın en büyük takviyesiz kubbesidir. Kubbenin ortasında Oculus adında bir delik bulunur ve 8 metre genişliğinde olan bu delik içeriye ışık girmesini sağlayan tek noktadır. Ayrıca Pantheon’un içerisinde Rafaello‘nun da mezarı yer alıyor. Dan Brown‘un meşhur kitabı Melekler ve Şeytanlar‘da da adı geçen tapınak hakkında, illuminati ile bağlantılı olduğu konusunda bir takım içerikler mevcut. Pantheon’u ziyaret etmek için ise herhangi bir ücret ödemenize gerek yok.
6 – İspanyol Merdivenleri
Roma’nın en hareketli ve kalabalık yerlerinden biri olan Piazza Di Spagna bölgesinde bulunan İspanyol Merdivenleri adını, aynı bölgede yer alan İspanyol Elçiliğinden alıyor 🙂 Roma’yı ziyaret eden turistlerin sevdiği, oturup bir şeyler yiyip içtiği ve dinlendiği bir bölümdür. Ayrıca üst kısımda yer alan Trinita dei Monti Kilisesi‘ne de ulaşımı sağlamaktadır.
7 – Piazza Navona Meydanı
Roma’nın kalbinde yer alan Piazza Navona, şehrin en hareketli ve güzel meydanlarından birisidir. İlk inşa edildiğinde içerisinde elips şeklinde 30.000 kişilik bir stadyum barındıran meydan, stadyumun zaman içerisinde tahrip olması nedeniyle Papa X. Innocent tarafından 1644-1655 yılları arasında tekrar düzenlenerek bugünkü halini almıştır. Sokak göstericilerinin gün içerisinde çeşitli şovlar gerçekleştirdiği alanda küçük bir park ve cafeler de mevcut.
Meydanda yer alan en önemli yapı ise Bernini tarafından 1651 yılında tasarlanan Dört Nehir Çeşmesi‘dir. Çeşme üzerinde Ganj, Tuna, Rio de la Plata ve Nil nehir tanrılarının heykelleri yer almaktadır.
Bu bölgede yer alan binaların neredeyse tamamı 16. ve 17. yüzyıllardan kalmaymış. Tarih ve sanat ruhunuza işleyerek, sizi muhteşem bir yolculuğa çıkaracak 🙂
Diğer Gezilebilecek Yerler;
* Campo De Fiori: Roma’nın küçük ve ünlü bir meydanı. Gündüz vakitleri burada pazar kuruluyor, alışveriş ve farklı bir kültürü keşfetmek için gidilebilir.
* Villa Borghese: Burayı ziyaret etmek için vaktimiz kalmadı ve açıkçası da aklımızda kaldı. Bu cennet bahçeleri mutlaka ziyaret etmelisiniz.
* Constantinus Zafer Takı: Bu yapı zaten Kolezyum’un hemen önünde yer aldığı için mutlaka göreceksiniz. Altta fotoğraf galerisinde de resmi mevcut 🙂
* Palatino Tepesi: Antik Roma (Foro Romano) içerisinde yer alan manzarası harika bir yer.
* Circus Maximus: Antik Roma’nın en büyük stadyumu olan Circo Massimo, Palatino Tepesi’nden görülebiliyor. Dilerseniz içerisine de inebilirsiniz ancak günümüze boş geniş bir meydan kalmış. M.Ö. 4. YY’da yapılmış. At ve araba yarşları yapılan alandır. (filmlerden de hatırlayacaksınız)
* Leonardo Da Vinci Müzesi: Mutlaka ziyaret etmelisiniz. Leonardo Da Vinci’nin keşiflerinin maketlerinin yer aldığı müzede kendisinin orjinal el yazması notları, defterlerini de bulabilirsiniz. Roma Pass Card’ınız ile kişi başı 2€ indirimli olarak 8€‘ya giriş yapabilirsiniz.
Bu yazıda, Roma’da genel ulaşım ve gezilmesi gereken, bizim ziyaret ettiğimiz en önemli yapılar hakkında bilgi verdik. Tabii ki Roma ile ilgili yazılacak konular bu kadarla sınırlı kalamaz 🙂 Bu yazıyı daha fazla uzatmamak ve sizi sıkmamak için konu başlıkları ayırdık. Altta sıraladığımız diğer başlıkları ilgi alanlarınız ve merak ettikleriniz dahilinde okumaya devam edebilirsiniz. Ayrıca altta Roma seyahatimizden en güzel fotoğraf karelerini görüntüleyebilir, sorularınız ve iletmek istedikleriniz varsa yorum alanından bizlerle paylaşabilirsiniz.
Diğer Başlıklar:
- Vatican
- Roma’da ne yenir, nerede yenir?
- Roma Ulaşım Rehberi
- Roma’da hangi bölgelerde kalınır?
- Roma’da Alışveriş
- Roma Pass Card Nedir?
Roma’da çektiğimiz fotoğrafları alttaki galeriden görüntüleyebilirsiniz 😉
